Yedi kral başına taktı yedi yürek tacını,
Yedisi de birbirinden farklı, kan kızıl gölgeler.
Yedi ömür sürüp geçti, yedi umut sönüp gitti.
İlk yürek kızıldı, gözleri hırsa bürünmüş.
Kanı çelikten, hükmü çelikten.
Arzu besliyordu, aşıktı tüm kalbiyle,
Yoksun yüreklerin tutkusu olan güce.
İkinci yürek maviydi, hüzün sarmış yoksun bedenini.
Bir an mutlu olmamıştı, ipekten kukla yüreği.
Bir serçe konup gitti omzuna, aşıktı tüm kalbiyle,
Yaşamın kılıcı olan hasete.
Üçüncü yürek yeşildi, bir zümrüt misali.
Huzur doluydu saltanatı, bir an bile ağlamadı tek bir kulu.
Yine de sahteydi, gün ışığı gibi gülüşü, aşıktı tüm kalbiyle,
Aynada izleyip durduğu çehresine.
Dördüncü yürek leylaktı, sarıp durdu diyarı.
Tohumlarını ekti, yeşertti toprağını.
Yine de sürdü hükmü kısa, aşıktı tüm kalbiyle,
Her bir gece çalan sümbüle.
Beşinci yürek sarıydı, altından oyulmuş neşesi.
Altınla sulandırılmıştı kan şarabı.
Tadı tatlıydı fakat hüznü boğuk, aşıktı tüm kalbiyle,
Gün ağırmadan midesine dolan tüm rızıklara.
Altıncı yürek ak beyazdı, süt renkliydi tüm bir ruhu.
Hayaletlerle dans ederdi rüyalarında her bir şafakta.
Bir asır sürdü dansı, aşıktı tüm kalbiyle,
Kuş tüyü yastıklarına ve etmediği danslara.
Yedinci yürek karaydı, gece kadar kara.
Kimsesiz yetimlerdi onun eserleri, her biri kara kanla boyanmış.
Her bir gece lanetliydi ona, aşıktı tüm kalbiyle,
Şarkı söyleyen gölgelere, yitik gözyaşlarına.
Yedi kral başına taktı yedi yürek tacını,
Yedisi de birbirinden farklı, kan kızıl gölgeler.
Yedi ömür sürüp geçti, yedi umut sönüp gitti.
Yedi kez dövüldü tacın soğuk çeliği, yedi meşe kökü sarıldı çevresine.
Yedi kez sarmalandı, umut ve heyecanla.
Yedi kez öldü, yedi kez öldürdü.
Yedi kez ağladı, yedi kez güldü.